Göç ve mübadelenin acı öyküsü

Göç ve mübadelenin acı öyküsü

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, “Uluslararası İzmir Göç ve Mübadele Sempozyumu”na  evsahipliği yapacak. 19. yüzyılda Kafkasya, Balkanlar ve Ege Adaları'ndan göçler ile 1923 Nüfus Mübadelesi'nin Batı Anadolu ve İzmir'de yarattığı etkilerin ele alınacağı sempozyuma, Yunanistan ve Macaristan’dan uzman akademisyenler de katılacak. Kent tarihi ve kültürü açısından önemli çalışmalara imza atan İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM),  “Uluslararası İzmir Göç ve Mübadele Sempozyumu” başlığı altında önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 27-28 Nisan tarihlerinde Kültürpark İzmir Sanat'ta gerçekleştirilecek sempozyuma, Türk üniversiteleri ile Atina Ulusal Kapodistrian Üniversitesi, Yunanistan Küçük Asya Araştırmaları Merkezi ve Macaristan Kültür Merkezi'nden uzman akademisyenler katılacak.   Prof. Dr. İlhan Tekeli, Prof. Dr. Paschalis Kitromilides ve Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu'nun katılacağı açılış oturumunun moderatörlüğünü Prof. Dr. Elçin Macar yapacak. Sempozyumun kapanış oturumunda ise 2. ve 3. kuşak mübadillerin ağzından göç ve göç sonrasında yaşananlar anlatılacak.  Göç ve Mübadele Anı Evi 2 gün boyunca sürecek sempozyum 8 oturumda gerçekleşecek. Yüzbinlerce insanın  savaşta, savaşın yarattığı kıtlık ve salgınlarda öldüğü, yüzbinlercesinin topraklarından zorla koparılıp gemilere bindirilerek Osmanlı İmparatorluğu’na gönderildiği göç hikayeleri, Türkiye'de yarattığı sosyal ve kültürel etkileriyle birlikte anlatılacak.  19. yüzyılda Kafkasya, Balkanlar ve Ege Adaları'ndan göçler ile 1923 Nüfus Mübadelesi'nin Batı Anadolu ve İzmir'de yarattığı etkilerin ele alınacağı sempozyum sonrasında basılacak bildiriler kitabı, Apikam'ın Buca'da kuracağı “Göç ve Mübadele Anı Evi” ne de ışık tutacak. “Göç ve Mübadele Anı Evi” İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Buca Kasaplar Meydanı’nda restorasyonu tamamlanan 111 yıllık tarihi binada, Yunan nüfus mübadelesini yaşamış mübadiller ve onların akrabalarının bugüne kadar yaşattıkları kültürel yaşam öğelerini korumak, sergilemek ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla oluşturulmuştu.