TUTUKLU ÖĞRENCİLER İLE DAYANIŞMAK İÇİN ÇAĞLAYAN ADLİYESİ'NDEYDİK
TUTUKLU ÖĞRENCİLER İLE DAYANIŞMAK İÇİN ÇAĞLAYAN ADLİYESİ'NDEYDİK
TUTUKLU ÖĞRENCİLER İLE DAYANIŞMAK İÇİN ÇAĞLAYAN ADLİYESİ'NDEYDİK
Tutuklu öğrencilerin anne ve babaları tarafından oluşturulan, Anne Baba Dayanışma Ağı'nın basın açıklamasına destek vererek Çağlayan Adliyesi önünde Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanımızın Orhan Yıldırım’ın ve İstanbul bileşenlerimizin katılımıyla basın açıklaması gerçekleştirdik.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanımız Orhan Yıldırım, basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Değerli vatandaşlarımız, bugün Çağlayan Adliyesi önündeyiz. Burada binler var ama 86 milyonun gözü bugün burada. Haftalardır devam eden ülkemizdeki olaylar zincirinde fatura üniversite öğrencilerine, lise öğrencilerine kesilmek isteniyor. Üniversite öğrencileri herhangi bir parti için alanlara çıkmadı, lise öğrencileri herhangi bir parti için alanlarda protesto yapmadı. Üniversite öğrencileri kendi geleceklerinden kaygılı. Lise öğrencileri kendi geleceklerinden kaygılı. Üniversiteyi bitirince ülkesinde iş bulamamaktan, ailesinden günlük para istemekten, ev alamamaktan, aile kuramamaktan kaygılı. Her kimse, 23 yıldır bu ülkeyi yöneten iktidar, üniversite öğrencilerine, gençlerimize, çocuklarımıza artık umut veremiyor. Umudu olmayan gençler elbette ki protesto hakkını kullanacak. Ülkenin vatandaşına her iktidar gelecek sunmak zorunda. Anayasamızın eğitim hakkının yanında, ülkede yaşam hakkı, iş bulma hakkı, kendi geleceğini kurma hakkını da tanımaktadır. İş başındaki AKP iktidarı, gençleri sokaklardan cezaevlerine koymak yerine, bu gençler sokakta ne diyor, ne istiyor, ona kulak kabartmalıdır. Bu gençlerin derdi siyaset arenasında A Partisi, B Partisi’nin peşinde koşmak değil; kendi geleceklerinin, kendi ailelerinin, kendi eğitim hayatlarının, kendi süreçlerinin mücadelesini vermek. Bu süreç, bu sorun çözülmediği müddetçe ne üniversiteli gençler protestodan vazgeçer, ne liseli gençler protestodan vazgeçer. Biz, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, eğitimci sendikaları olarak; bizler çocuklarımıza geçmişte olduğu gibi, 20 yıl önce olduğu gibi, bugün de, gelecekte de kendi geleceklerini kendi ülkemizde bulacakları umudunu vermek istiyoruz. Bu umudu veremeyenler, çocukları uydurma gerekçelerle gözaltına aldılar, uydurma gerekçelerle tutukladılar. Hiçbirinin iddianamesinde herhangi bir şey yok. Bine aşkın öğrencimiz tutuklandı, gözaltına alındı. Ama daha ilk savcı karşısında %90’ı serbest bırakıldı. Bu da gösteriyor ki tutuklamalar, gözaltılar, gözaltı altındaki şiddet hukuksuzdur. Hukukun uygulanmadığı bir ülkede hiç kimsenin de güvencesi yoktur. Biz, anayasanın tanıdığı, hukuk sistemimizin tanıdığı bir ülkede yaşamak istiyoruz. Kendi geleceğimizde sorun ve endişe yaşamak istemiyoruz. Köylüsü sokaktaydı, emeklisi sokaktaydı, memuru sokaktaydı, işçisi sokaktaydı. Tüm bunların tek bir derdi var: kendi ülkesinde hak ettiği şekilde milli gelirden pay almak, insanca yaşamak, insan gibi bir muamele görmek. Bunu istemek kadar anayasal ve doğal bir insan yaşam hakkı olamaz. O yüzden iktidara sesleniyoruz: insanları cezaevleriyle, insanları güvenlik kuvvetleriyle, insanları hapis tehditleriyle korkutmaktan vazgeçin. İnsanlara, kendi ülkesinde, kendi geleceği için okumak, çalışmak; ailesi ve arkadaşlarıyla birlikte bir yaşam hakkının tanınmasını istiyoruz. Bugün burada, içeride ilk duruşmasında hâkim ve savcılara sesleniyoruz: karşınızdakiler düşman kuvvetleri değil. Karşınızdakiler 18-19-20 yaşlarındaki üniversite gençleri. Bunların siyasi bir hedefleri yok. Bunlar kendi gelecekleri için karşınızda olacak. Hâkim ve savcılara bir kez daha sesleniyoruz: karşınızdakilere kendi çocuğunuz gibi davranın, kendi kızınız gibi, kendi oğlunuz gibi düşünün. Onlar sizin gibi bir anne babanın çocukları. Ve yaptıkları herhangi bir şiddet eylemi yok. Sadece kendi özgürce fikirlerini söylediler. Özgürce protesto hakkını kullandılar. Ve kullanmakta da haklılar. Protesto hakkını kullananlara karşı yapılan ne gözaltı şiddetini, ne cezaevi, ne gözaltı ve daha sonra da tutukluluğu kabul etmiyoruz. Bu duruşmada tamamının beraatle sonuçlanarak, artık hukuk sisteminin insanlar tarafından daha güvenilir bir hale gelmesini bekliyor ve istiyoruz." dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.