17 Şubat 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 2016/4 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin ardından, siyasi iktidara itaat etmeyen, hakikati savunan, emeğine ve geleceğine sahip çıkan kamu emekçilerine yönelen baskının dozu her geçen gün artıyor.
Anayasa ve uluslararası hukuka aykırılığı açıkça ortada olan söz konusu genelge sonrasında, 10 bine yakın üyemiz hakkında soruşturma açılmış, 21 üyemiz çeşitli bahanelerle il dışı sürgün edilmiş ve 16 üyemiz de açığa alınmıştır.
Bu hukuksuzluğun son örneği ise sendikamız İzmir 1 No’lu Şube Başkanı ve tarih öğretmeni olarak görev yapan Bahri Akkan’ın açığa alınmasıyla yaşanmıştır. Şube Başkanımız Bahri Akkan, 22 Aralık 2015 tarihinde sendikamızın kararıyla Nusaybin’e giderek, öğrencilerin eğitim hakkının gasp edilmesini protesto ettiği için açığa alınmıştır.
Sırça köşklerinde oturup halkı savaş politikalarına mahkum edenlerin dilinden “hamdolsun şehitlerimiz eksik olmuyor” sözleri dökülürken, “bu bedeli ödemek zorundayız’ ifadeleriocaklara düşecek ateşi haber ederken, elbette barış talep etmek, yaşamı ve yaşatmayı savunmak en sakıncalı davranış olacaktır!
Yine bu süreçte 29 Aralık 2015 tarihinde, sendikamızın aldığı kararla savaşa karşı barışın sesini güçlendirmek amacıyla örgütlediğimiz greve Bahri öğretmenin katılımı da suç sayılmış ve bu cezayı almasında gerekçe olarak kullanılmıştır!
Bilinmelidir ki, aldığımız her karar, biz eğitim ve bilim emekçilerinin bu topluma karşı, çocuklarımıza karşı taşıdığımız sorumluluğun bilinciyle alınmıştır. Barış talep etmek, Türkiye hariç dünyanın hiçbir yerinde suç değildir! Bu nedenledir ki hukuksuzluğu, baskıyı, yağmayı, talanı ve ölümü ilke edinenlerle hukuku, demokrasiyi, eşitliği, özgürlüğü, barışı ve yaşamı ilke edinenler karşı karşıya getirilmektedir! Unutulmamalıdır ki bu sorun, ölümle yaşam arasında, savaşla barış arasında bilinçli bir tercih sorunudur! Dolayısıyla tercihini savaştan ve ölümden yana yapan eğitim ve bilim emekçilerinin öğrencilerinin gözlerinin içine bakabilmesi mümkün değildir! Özellikle yaptığımız her eylemde ideolojik ve siyasi amaçlar arayanlar, bu tercihimizin insan olmanın gereğine dair bir tercih olduğunu bilmelidir! Savaş ve ölüm borazanlığı yapanların ideolojik ve siyasi amacının ise tarih önünde her zaman yargılandığı, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak mahkum edildiği asla akıllardan çıkarılmamalıdır.
Eğitim Sen olarak, hukukun bir gün herkese lazım olacağını belirterek arkadaşımız, öğretmenimiz, Şube Başkanımız Bahri Akkan hakkındaki açığa alma kararının derhal kaldırılmasını talep ediyoruz. Bahri öğretmenimizin bu süreçte sonuna kadar yanında olduğumuz gerçeğini, herkes zihnine kazımalıdır. Sendikamızı hedef seçenler adına ise üzülerek bir gerçeği ifade etmek istiyoruz: Eğitim Sen ve üyeleri, baskılarınız, yıldırma operasyonlarınız ve hukuksuzluklarınız karşısında asla sinmeyecektir! Sendikamız emek, demokrasi ve barış mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir!
EĞİTİMSEN SELÇUK TEMSİLCİLİĞİ