Selçuk’un tacı Ayasuluk onarımda

Aslen Yahudi olup sonradan Hıristiyan olan Aziz Yohannes (St. John - St. Jean), Hazreti İsa’nın 12 havarisinden biridir. İncil’in 4 kitabından 3’ü de Anadolu’da yazıldı. Bunlardan birini Aziz Yohannes kimilerine göre Gaziantep Rumkale’de, kimilerine göre de İzmir Selçuk’ta 90 yaşındayken yazdı. 100 yaşına ulaştığında orada öldü ve Ayasuluk Tepesi’nde gömüldü.

Sonraları adına 7 kilise yapıldı. Bunların hepsi de Anadolu’dadır. En ünlüsü gömüldüğü Selçuk ilçesindedir. Efes’ten sonra en çok ziyaretçi çeken ve Hıristiyanlar için önemli bir dinsel merkez olan bu kiliseye, her yıl 1 milyona yakın, “hac” amaçlı ziyaretçi gelmektedir. (Görsel 1)

Bilindiği üzere İsa’nın annesi Meryem de Selçuk’ta, Hıristiyanların “Panaya Kapulu” dedikleri Bülbül Dağı’nda gömülmüştü.

Ayasuluk Tepesi’nin güney yamacına gömülen Aziz Yohannes için basit bir mezar anıtı, bunun üzerine İS 5. yy’da ahşap çatılı bir “bazilika” yapıldı. Bazilika, İS 6. yy depremlerinde kullanılamaz duruma gelince Bizans İmparatoru Justinianus ve eşi Theodora (527-565) haç planlı, kubbeli olarak yenisini yaptırdılar.

Ayasuluk Tepesi’nin en yüksek yerine inşa edilmiş olan kale Selçuk’un tacı konumundadır. (Görsel 2)

İS 7. yy’dan sonra Efes halkının Ayasuluk’a taşınması ile bazilika eski Piskoposluk Kilisesi’nin yerini aldı. (Görsel 3)

Efes 1304’te Türklerin eline geçince, 1350’den sonra Aydınoğulları Beyliği’nin başkenti ve adı da Ayasuluk oldu. Bu dönemde İsabey Camisi, İç Kale, hamamlar, türbeler, medreseler ve hanlar yapıldı.

1430’da Osmanlılara bağlandı. Kale içinde Aydınoğluları Dönemi’nde İsa Bey’in yaptırdığı, “Bey Köşkü” Osmanlı döneminde yerel komutanlarca kullanılmıştı. “Dizdar Köşkü” adıyla da bilinen yapının, 1670’e kadar kullanıldığı anlaşılıyor.

1860’ta hizmete giren Aydın - İzmir demiryolu ile Avusturyalı arkeologların Efes’te ve Artemis Tapınağı’nda başlattıkları kazılar kenti canlandırdı. Bu durum, İngiliz ve İtalyan gezginlerin çeşitli Ayasuluk gravürlerine yansımasından anlaşılıyor. (Görseller 4A-B)

***

Ayasuluk Tepesi ve Aziz Yohannes Kilisesi’nin ana girişi olan “Takip (Zulüm) Kapısının” önerilip düzenlenmesine 2015’te karar verildi. Hıristiyanlar, kapının üzerindeki kabartmaları Romalıların Hıristiyanlara eziyetlerini anlattığı inancıyla “Zulüm Kapısı” adını takmışlardı (Görsel 5)

Oysa kabartmalar “Troya Savaşı’nda Hektor’u öldüren Akhilleus’u yerde sürüklenmesini” anlatıyor. (Görsel 6)

Efes’te bulunup Adana Müzesi’nde sergilenen bir lahdin bir yüzünde aynı sahne yer almaktadır. (Görsel 7)

Bu lahdin, belki de aynı ustanın elinden çıkmış, bir benzeri de Lübnan’da Tyre’de bulunmuştu. (Görsel 8)

Aziz Yohannes’in mezar alanını 1920 - 1922 yılında İzmir’in Yunan İşgali yıllarında Yunan arkeolog G.A. Sotiou kazmış ve boş bulmuş. Ancak “röliklerin (kutsal nesneleri)” 6. yy’da İstanbul Havariun Kilisesi’ne taşınmıştı.

Kapıda ilk kazı ve onarım çalışmaları 1960’lı yıllarda Efes Müze Müdürlüğü’nce yapıldı, 1980’lerde kemer bölümü çevre duvarlarında korumaya yönelik onarımlar gerçekleştirildi. UNESCO Dünya Kültür Mirası Asıl Listesi’ne giren “Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Kilisesi Kazı ve Onarım Çalışmaları” 2007 yılından itibaren Bakanlar Kurulu Kararlı Üniversite Kazıları kapsamına alındı. 2010’da kapının Doğu Kulesi’nin iç duvarlarının tehlikeli olduğu saptandı.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün ödenek ayırması sonucu Pamukkale Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Mustafa Büyükkolancı yönetiminde, Ayasuluk Tepesi’nde Eylül 2017’de “Takip (Zulüm Kapısının)” onarımına başlandı. (Görsel 9)

Kabartmalardan geride yalnızca orada Eroslu lahit kalmıştı. (Görsel 10)

***

Ancak kapıdaki kabartmalar 1812’de İngiltere’ye götürülmüş olup Woburn Abbey Sanat Galerisi’nde sergileniyorlar. Yrd. Doç. Dr. Büyükkolancı, Galerinin kabartmaların “lazer taramalarını” göndermesi için girişimlerini sürdürüyor.

Büyükkolancı lazer taramaları sağlandığı takdirde, kabartmaları İzmir’de “Sayısal kontrol yapan bilgisayar (CNC)” denilen tezgâhlarda mermer üzerine yeniden yaptırıp yerine koymayı amaçlıyor. Böylece bu tarihsel yerin görkemi ziyaretçileri daha iyi karşılayacak.

Bu konuda Londra Büyükelçiliği’ne de önemli görev düşüyor...

Özcan Acar Cumhuriyet