GİZEMLİ ŞEHİR EFES
Güncel
08.07.2024 - 14:04, Güncelleme:
16.07.2024 - 14:57 6070+ kez okundu.
GİZEMLİ ŞEHİR EFES
GİZEMLİ ŞEHİR EFES
Bir zamanların dünya başkenti Altın Kent Efes
Kozmos ile polites kelimelerinin birleşip kozmopolit kelimesinin çıktığı coğrafya olan bu kent aynı zamanda evren yurttaşlığı kavramını da geliştiren bir bilgeliğe sahipti.
BİNLERCE YIL ÖNCE KURULMUŞ EFES… KORUYUCULARI HEP KADIN… KİBELE, ARTEMİS VE SON OLARAK AZİZE MERYEM…
Antik Dünyanın sayılı metropollerinden biri olan Efes, Küçük Asya’nın siyasi, ekonomik ve kültürel başkentiydi. Bugün Efes’ten geriye kalanlar bile onun kendi döneminde muazzam bir kent olduğunun kanıtıdır.
Anadolu’da gezilebilen alan bakımından en büyük antik kent olma özelliği ile yılda yaklaşık olarak; iki buçuk milyon turisti ağırlayan Efes kenti, antik çağdaki ihtişamlı varsıllığını gelenlere kanıtlamaktadır.
EYALET BAŞKENTİ EFES O ZAMANLAR NÜFUSU 250 BİNLERE ULAŞAN BÜYÜK BİR KENTTİ
Altın çağını yaşarken hayal edin Efes’i… Sokaklarında başka başka halklardan olan rengarenk insanlarıyla.. Yunanlı, Romalı hatta Mısırlılarıyla. Dönemin insanlarını devasa bir mıknatıs gibi çeken, tılsımıyla büyüleyen, bereketin, inancın, zenginliğin sembolü Efes…
Böyle bir kentin Agorasını düşünün… Altın Cağında Efes’in Agorası bütün dünyanın buluşma noktası gibiydi.. Limandan gelen malların pazara çıktığı, her yerden gelen denizci, tüccarlarla pazarlıkların yapıldığı nüfusu 250 binlik kentin Agorası o dönemin toplumbilimci ve edebiyatçılarına da ilham kaynağı olmuş.
Efes’in kuzeybatısında bulunan bugün bilinen adıyla Selçuk Kalesi olan Ayasuluk Tepesinde yapılan son arkeolojik araştırmalar bölgenin M.Ö. 6000’lerden itibaren yerleşim gördüğünü kanıtlıyor. Son yıllarda yapılan araştırma ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi’nde Neolitik, Kalkolitik, Tunç çağları ve Hititlere ait yerleşim izleri saptanmış
BAŞTAN BAŞA MERMERDEN YAPILMIŞ EYALET BAŞKENTİ
Celsus Kütüphanesi, dev tiyatro yapısı,Hadrianus Tapınağı, agoraları, hamamları, aşk evi, umumi tuvaleti, caddeleri ve mezar anıtları ile Efes dünyanın en görkemli antik yerleşimleri arasında bulunuyor.
Magnesia Kapısından Efes’e girdiyseniz sırasıyla Varius Hamamı, Devlet Agorası, Odeion, Belediye Sarayı, Herakles Kapısı, Su Sarayı, Pollio Çeşmesi, Memmius Anıtı, Domitian Tapınağı’nı gezebilirsiniz.
Kuretler Caddesinden geçerek Trajan Çeşmesi, Skolastika Hamamları, Hadrian Tapınağı, Yamaç Evler, Aşk Evi, Celsus Kütüphanesi, Ticaret Agorası, Mermer Cadde, Tiyatro, Gymnasiumlar, Hamamlar ve Çifte Kiliseleri görebilirsiniz.
BİR ZAMANLAR DEVLETLER KÜTÜPHANELERİNİN BÜYÜKLÜĞÜYLE YARIŞIRMIŞ
EFESİN CADDELERİNDE YÜRÜRKEN DİKKAT EDİN ÇÜNKÜ DÜNYA MARKALARINA ESİN KAYNAĞI OLMUŞ İŞARETLER GÖREBİLİRSİNİZ.
Karşınıza çıkacak zafer tanrısı Nike rölyefini görebilirsiniz. . Bu kabartmanın tarihi geç roma dönemini, yani milattan önce 4’üncü ve 5’inci yüzyılları işaret ediyor. Sağ elinde bir palmiye, sol elinde ise, defne yaprağından bir çelenk tutan Nike’den, Yunan mitolojisinde zafer tanrıçası Roma mitolojisinde ise Victoria olarak söz ediliyor. Tanrıça aynı zamanda hızı ve gücü de temsil ediyor; çünkü Nike, çok hızlı koşabilme ve uçabilme yeteneklerine sahip. Birçok çok kişinin aklına dünyaca ünlü Nike markası da gelmiyor değil. Aslında markanın isminin Nike olması hiç de tesadüf değildir. Rölyefin şeklinden de bunu hemen anlayacaksınız. Nike şirketinin kurucusu Phil Knight Zafer Tanrıçası Nike’ın ismini özellikle seçmiştir. Nike’ın markalaşmasının perde arkasında Yunan Mitolojisinin Zafer Tanrıçasının yeri oldukça değerlidir.
Efes’i gezerken sayısız öykü, efsane duyup şaşırmamak elde değil…
KLEOPATRANIN ASİ KIZKARDEŞİ GÜÇLÜ ARSENOİ’NIN MEZARI EFES’TE
Hazin bir öykü bu… Antik Mısır’ın son Helenistik Kraliçesi Kleopatra’nın aslen bir Yunan olduğunu biliyor muydunuz? Önce Roma İmparatoru Sezar’la o ölünce Doğu Roma topraklarının hakimi Marcus Antonius ile aşk yaşayan Kleopatra’nın tıpkı Büyük İskender’inki gibi bir hayali vardı. Bütün dünyanın hakimiyeti… Bu nedenle Mısır ve Roma İmparatorluklarını birleştirmek istiyordu. Fakat kızkardeşi Arsinoi çok farklı düşünüyordu. Bunun Mısır’ın Roma’ya teslimi anlamına geldiğini düşündüğü için ablası Kleopatra’yla karşı karşıya geldi. Kleopatro ihtiraslı bir kraliçeydi bu yüzden kızkardeşini Efes’e sürgüne gönderdi. Arsenoi Efes’e geldi ama rahipler tarafından korunan Artemis Tapınağı’na sığındı. Çünkü rahiplerin kontrolündeki tapınağa o zamanlar kimse dokunamazdı. Buna rağmen Marcus Antonius Tapınağın merdivenlerinde Arsenoi’yi öldürdü. Soyu hanedanlıktan geldiği için Efes’te bir bir anıtmezar yapılarak gömüldü. Kleopatra için artık bir engel kalmamıştır. Mısır Roma İmparatorluğuna katılır. Fakat güzeller güzeli bir yüze ve bir o kadar güçlü bedene sahip Arsenoi’nin hikayesi asırlarca anlatılır. Bugün Yamaç Evler’in önünde ve Kuretler Caddesi’nin güneyinde Oktagon adıyla bilinen bu mezardadır. Kare planlı ve 3.40 m yükseklikte bir podium üzerine oturan sekizgen planlı korint düzenli anıtı ilk gördüğünüzde Yunan ve Roma stilleri dışında yapıldığını fark edersiniz. Çünkü anıt güçlü ve güzel Arsenoi’nin memleketi Mısır’daki İskenderiye Feneri’nin adeta bir minyatürü şeklindedir. Yüzyıllar sonra Efes’te yapılan kazılarda bu mezardan gerçekten de 15-16 yaşlarında bir kız ait kemikler bulunmuş.
KARANLIK FİLOZOF HERAKLİTOS’UN MEMLEKETİ
Milattan Önce 535-475 yılları arasında Efes’te doğup büyüyen filozof Sokrattan çok önceleri ilgisinin insana, topluma ve doğaya yönelterek sorular sormuş karşıtların birliği tezine ulaşmıştır. Yüzyıllar boyu devam eden biçok felsefi akımın da atası olan Heraklitos ‘un anonim sanılan “aynı nehirde (sularda) iki kez yıkanılmaz” ve “değişmeyen tek şey değişimdir” gibi dillere pelesenk olmuş sözlerin sahibidir. Yazdığı düşün kitaplarını da Artemis Tapınağı’na adak olarak sunan Efesli filozofun hayat hikayesini araştırırsanız öyküsünü eminiz ki çok ilginç bulabilirsiniz.
GİZEMLİ ŞEHİR EFES
Bir zamanların dünya başkenti Altın Kent Efes
Kozmos ile polites kelimelerinin birleşip kozmopolit kelimesinin çıktığı coğrafya olan bu kent aynı zamanda evren yurttaşlığı kavramını da geliştiren bir bilgeliğe sahipti.
BİNLERCE YIL ÖNCE KURULMUŞ EFES… KORUYUCULARI HEP KADIN… KİBELE, ARTEMİS VE SON OLARAK AZİZE MERYEM…
Antik Dünyanın sayılı metropollerinden biri olan Efes, Küçük Asya’nın siyasi, ekonomik ve kültürel başkentiydi. Bugün Efes’ten geriye kalanlar bile onun kendi döneminde muazzam bir kent olduğunun kanıtıdır.
Anadolu’da gezilebilen alan bakımından en büyük antik kent olma özelliği ile yılda yaklaşık olarak; iki buçuk milyon turisti ağırlayan Efes kenti, antik çağdaki ihtişamlı varsıllığını gelenlere kanıtlamaktadır.
EYALET BAŞKENTİ EFES O ZAMANLAR NÜFUSU 250 BİNLERE ULAŞAN BÜYÜK BİR KENTTİ
Altın çağını yaşarken hayal edin Efes’i… Sokaklarında başka başka halklardan olan rengarenk insanlarıyla.. Yunanlı, Romalı hatta Mısırlılarıyla. Dönemin insanlarını devasa bir mıknatıs gibi çeken, tılsımıyla büyüleyen, bereketin, inancın, zenginliğin sembolü Efes…
Böyle bir kentin Agorasını düşünün… Altın Cağında Efes’in Agorası bütün dünyanın buluşma noktası gibiydi.. Limandan gelen malların pazara çıktığı, her yerden gelen denizci, tüccarlarla pazarlıkların yapıldığı nüfusu 250 binlik kentin Agorası o dönemin toplumbilimci ve edebiyatçılarına da ilham kaynağı olmuş.
Efes’in kuzeybatısında bulunan bugün bilinen adıyla Selçuk Kalesi olan Ayasuluk Tepesinde yapılan son arkeolojik araştırmalar bölgenin M.Ö. 6000’lerden itibaren yerleşim gördüğünü kanıtlıyor. Son yıllarda yapılan araştırma ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi’nde Neolitik, Kalkolitik, Tunç çağları ve Hititlere ait yerleşim izleri saptanmış
BAŞTAN BAŞA MERMERDEN YAPILMIŞ EYALET BAŞKENTİ
Celsus Kütüphanesi, dev tiyatro yapısı,Hadrianus Tapınağı, agoraları, hamamları, aşk evi, umumi tuvaleti, caddeleri ve mezar anıtları ile Efes dünyanın en görkemli antik yerleşimleri arasında bulunuyor.
Magnesia Kapısından Efes’e girdiyseniz sırasıyla Varius Hamamı, Devlet Agorası, Odeion, Belediye Sarayı, Herakles Kapısı, Su Sarayı, Pollio Çeşmesi, Memmius Anıtı, Domitian Tapınağı’nı gezebilirsiniz.
Kuretler Caddesinden geçerek Trajan Çeşmesi, Skolastika Hamamları, Hadrian Tapınağı, Yamaç Evler, Aşk Evi, Celsus Kütüphanesi, Ticaret Agorası, Mermer Cadde, Tiyatro, Gymnasiumlar, Hamamlar ve Çifte Kiliseleri görebilirsiniz.
BİR ZAMANLAR DEVLETLER KÜTÜPHANELERİNİN BÜYÜKLÜĞÜYLE YARIŞIRMIŞ
EFESİN CADDELERİNDE YÜRÜRKEN DİKKAT EDİN ÇÜNKÜ DÜNYA MARKALARINA ESİN KAYNAĞI OLMUŞ İŞARETLER GÖREBİLİRSİNİZ.
Karşınıza çıkacak zafer tanrısı Nike rölyefini görebilirsiniz. . Bu kabartmanın tarihi geç roma dönemini, yani milattan önce 4’üncü ve 5’inci yüzyılları işaret ediyor. Sağ elinde bir palmiye, sol elinde ise, defne yaprağından bir çelenk tutan Nike’den, Yunan mitolojisinde zafer tanrıçası Roma mitolojisinde ise Victoria olarak söz ediliyor. Tanrıça aynı zamanda hızı ve gücü de temsil ediyor; çünkü Nike, çok hızlı koşabilme ve uçabilme yeteneklerine sahip. Birçok çok kişinin aklına dünyaca ünlü Nike markası da gelmiyor değil. Aslında markanın isminin Nike olması hiç de tesadüf değildir. Rölyefin şeklinden de bunu hemen anlayacaksınız. Nike şirketinin kurucusu Phil Knight Zafer Tanrıçası Nike’ın ismini özellikle seçmiştir. Nike’ın markalaşmasının perde arkasında Yunan Mitolojisinin Zafer Tanrıçasının yeri oldukça değerlidir.
Efes’i gezerken sayısız öykü, efsane duyup şaşırmamak elde değil…
KLEOPATRANIN ASİ KIZKARDEŞİ GÜÇLÜ ARSENOİ’NIN MEZARI EFES’TE
Hazin bir öykü bu… Antik Mısır’ın son Helenistik Kraliçesi Kleopatra’nın aslen bir Yunan olduğunu biliyor muydunuz? Önce Roma İmparatoru Sezar’la o ölünce Doğu Roma topraklarının hakimi Marcus Antonius ile aşk yaşayan Kleopatra’nın tıpkı Büyük İskender’inki gibi bir hayali vardı. Bütün dünyanın hakimiyeti… Bu nedenle Mısır ve Roma İmparatorluklarını birleştirmek istiyordu. Fakat kızkardeşi Arsinoi çok farklı düşünüyordu. Bunun Mısır’ın Roma’ya teslimi anlamına geldiğini düşündüğü için ablası Kleopatra’yla karşı karşıya geldi. Kleopatro ihtiraslı bir kraliçeydi bu yüzden kızkardeşini Efes’e sürgüne gönderdi. Arsenoi Efes’e geldi ama rahipler tarafından korunan Artemis Tapınağı’na sığındı. Çünkü rahiplerin kontrolündeki tapınağa o zamanlar kimse dokunamazdı. Buna rağmen Marcus Antonius Tapınağın merdivenlerinde Arsenoi’yi öldürdü. Soyu hanedanlıktan geldiği için Efes’te bir bir anıtmezar yapılarak gömüldü. Kleopatra için artık bir engel kalmamıştır. Mısır Roma İmparatorluğuna katılır. Fakat güzeller güzeli bir yüze ve bir o kadar güçlü bedene sahip Arsenoi’nin hikayesi asırlarca anlatılır. Bugün Yamaç Evler’in önünde ve Kuretler Caddesi’nin güneyinde Oktagon adıyla bilinen bu mezardadır. Kare planlı ve 3.40 m yükseklikte bir podium üzerine oturan sekizgen planlı korint düzenli anıtı ilk gördüğünüzde Yunan ve Roma stilleri dışında yapıldığını fark edersiniz. Çünkü anıt güçlü ve güzel Arsenoi’nin memleketi Mısır’daki İskenderiye Feneri’nin adeta bir minyatürü şeklindedir. Yüzyıllar sonra Efes’te yapılan kazılarda bu mezardan gerçekten de 15-16 yaşlarında bir kız ait kemikler bulunmuş.
KARANLIK FİLOZOF HERAKLİTOS’UN MEMLEKETİ
Milattan Önce 535-475 yılları arasında Efes’te doğup büyüyen filozof Sokrattan çok önceleri ilgisinin insana, topluma ve doğaya yönelterek sorular sormuş karşıtların birliği tezine ulaşmıştır. Yüzyıllar boyu devam eden biçok felsefi akımın da atası olan Heraklitos ‘un anonim sanılan “aynı nehirde (sularda) iki kez yıkanılmaz” ve “değişmeyen tek şey değişimdir” gibi dillere pelesenk olmuş sözlerin sahibidir. Yazdığı düşün kitaplarını da Artemis Tapınağı’na adak olarak sunan Efesli filozofun hayat hikayesini araştırırsanız öyküsünü eminiz ki çok ilginç bulabilirsiniz.
ARTEMİS HABER
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.