Gündoğdu'da on binlerle 1 Mayıs coşkusu
Gündoğdu'da on binlerle 1 Mayıs coşkusu
İzmir'de Emek ve Dayanışma Günü bu yıl da Gündoğdu Meydanı'nda kutlanıyor. CHP'nin Montrö Meydanı'ndan başlayan yürüyüşle geldiği alana sendikalar ve meslek örgütleri de 4 koldan yola çıkan kortejle ulaştı. Bugün 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü... Tüm dünyada ve Türkiye'de işçiler emeğin bayramını kutluyor.
Türkiye’de ve pek çok ülkede işçi sınıfı tarafından kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için İzmir’deki adres her seneki gibi yine Gündoğdu Meydanı oldu.
Kentteki, DİSK, TÜRK-İŞ, KESK, Birleşik Kamu-İş, TMMOB başta olmak üzere sendikalar ile meslek örgütlerinin oluşturduğu 1 Mayıs Tertip Komitesi tarafından organize edilen ‘1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’ binlerce vatandaşın katılımıyla ve coşkuyla kutlandı.
Alsancak’taki program için İzmir Limanı, Konak, Cumhuriyet Meydanı toplanma noktaları olarak belirlendi. Gündoğdu Meydanı’nda buluşulmak üzere Konak ve Liman yönünden iki ayrı yürüyüş kolu oluşturuldu. Ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP İzmir Milletvekilleri, CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven, il örgütü, ilçe belediye ve ilçe başkanları da kutlamalara katıldı.
Montrö Meydanı’ndan çıkan CHP korteji, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’, ‘Bu daha başlangıç, mücadeleye devam’, ‘İşte 1 Mayıs, alanlardayız’ ve ‘Yaşasın 1 Mayıs’ sloganlarıyla Lozan Meydanı’nı geçerek alana ulaştı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 1 Mayıs İşçi Bayramını emekçilerle birlikte Gündoğdu Meydanı'nda kutladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanlığı ve ilçe teşkilatlarıyla birlikte öğle saatlerinde Fuar Montrö kapısından Gündoğdu Meydanı'na gelen Başkan Aziz Kocaoğlu, bayramı kutlamak için meydana akın eden emekçilerle buluştu. Büyük coşku yaşayan emekçilerle birlikte olan Başkan Aziz Kocaoğlu,. bol bol hatıra fotoğrafı çekildi ve selfilere katıldı.
ALANDAN NOTLAR
İzmir’de 1 Mayıs kutlamaları öncesi yoğun güvenlik önlemleri alındı. Alsancak Gar yönünden kutlamaların yapıldığı Gündoğdu Meydanı’na ilerleyen TÜRK-İŞ kortejinin önünde yer alan otobüsün geçişine polisin eğitimli köpeklerle yaptığı arama sonrası izin verildi.
TÜRK-İş korteji Alsancak Gar yönünden Gündoğdu Meydanı’na kadar marşlar söyleyerek halaylar çekerek geldi.
1 Mayıs kutlamalarında her yaştan İzmirlinin yer alması dikkat çekerken Gündoğdu Meydanı’nda havadan polis helikopterleri, apartmanların üzerinde keskin nişancılar ve meydana girişte üst aramalarıyla geniş güvenlik önlemleri alındı.
Ayrıca ortak hazırlanan metni işçiler adına Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu.
“Bu yıl 1 Mayıs'ın şiarı kıdem tazminatları, grev yasakları, KHK'lar ile ihraç edilenler olacak” açıklamasıyla geçtiğimiz günlerde İzmirlileri alana davet eden Sarı Gündoğdu Meydanı’nda önemli mesajlar verdi.
1977 TAKSİM KATLİAMINI UNUTMADIK!
Sarı, “Sınıf mücadelesi başta olmak üzere, dünyada ezme ezilme ilişkilerine karşı verilen mücadelelerin bir kazanımı olarak 1890’dan bu yana 127’inci kez birlik mücadele ve dayanışma diyerek bir aradayız. Ama bugün 1 Mayıs 1977 Taksim katliamının 40’ıncı yılı, unutmadık, unutmayacağız” dedi.
SERMAYENİN İSTEDİĞİ DİKENSİZ GÜL BAHÇESİ…
Sarı, “Ekonomisi dip yapmış, turizmi, tarımı, ticareti, sanayisi yanlış dış politikalarla iflas etmiş AKP iktidarı 15 yılda haraç mezat satılabilecek ne varsa satarak sıcak paraya dönüştürmüş ve yandaşların beslenmesini gerçekleştirmiştir. Ama bugün satacak bir şeyi olmayanlar emperyalist-kapitalist sistemin reçetelerine sarılmış, sermayenin istediği dikensiz gül bahçesini yaratarak büyük sermayeyle de barışmanın yollarını aramaktadır. İktidar, işçi sınıfının tarihsel bir kazanımı olan kıdem tazminatına göz dikmiş, kıdem tazminatı fonunun emekçilerin yararına olduğu iddiasıyla türlü yalanlara başvurmaktadır” diye konuştu.
HÜKÜMETE ELEŞTİRİ
Sarı arıca iktidarın politikalarını da eleştirirken, “AKP iktidarı ‘tek bir taşeron işçi kalmayacak’ tuzağı ‘tüm haklarından vazgeç, üç yıllık sözleşmeye geç’e dönüştü. Taşeron işçiliğin ortadan kalkması bir yana, AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nu kaldırarak, memurun iş güvencesine son vereceğini söylüyor. Bizler buna asla geçit vermeyecek, iş güvencemize sahip çıkacağız. Güvencesiz ve kaçak çalıştırmanın bir sonucu olarak iş cinayetleri artık katliam boyutuna varmış durumda. Her yıl bin 500’ün üzerinde işçi iş cinayetlerinde katlediliyor, maden cinayetlerinde olduğu gibi katliamlara kader deyip bu işin fıtratında ölüm var diyen siyasi sorumlular ve bürokratlar hesap vermiyor. Evi yakılmış, ocağı sönmüş, milyonlarca mülteci ucuz iş gücü olarak sermayenin hizmetine sunuluyor. Evden çalışma, esnek çalışma gibi adlar altında kadın emeği daha da değersiz hale getiriliyor. Kadınlar toplumsal yaşamdan uzaklaştırılıyor, eve hapsedilerek çalıştırılmak isteniyor. Barış isteyen, emeğinin hakkını isteyen, herkese güvenceli iş, güvenceli gelecek isteyen kamu emekçileri baskılar, soruşturmalar, meslekten atılmalar, sürgün edilmeler, açığa alınmalarla teslim alınmak isteniyor. İş güvencesiz, performansa dayalı yağma düzenini kabul ettirebilmek için örgütlü güçlerin sindirilmesine yönelik her türlü politika uygulanıyor. İktidar, eğitime, sağlığa yeterli bütçe ayırma yerine sağlık ve eğitimi sermayenin ihtiyaçlarına göre dizayn etmenin koşullarını torba yasalarla hazırladıkları yasa taslaklarıyla çıkarmak için örgütlü güçlere saldırarak dikensiz gül bahçesi oluşturmaya çalışmaktadır. Doğanının talanına, ülkenin kaynaklarının rantiyeye peşkeş çekilmesine karşı çıkan mimarlara, mühendislere ve onların meslek örgütlerine topyekûn savaş açma hali yaşanmaktadır. Eğitim alanındaki gerici politikalara her geçen gün daha vahim şekillerde şahit oluyoruz. Eğitimdeki gericileştirme çabalarına karşı en geniş birliktelikleri oluşturup iktidarın gericiliğine karşı özgürlükçü bir laiklik mücadelesini başlatmak acil bir görev olarak önümüzde durmaktadır. AKP iktidarı döneminde kadına yönelik şiddetin arttığı, kadınların çalışma yaşamının dışına atılması için esnek çalışma yasalarının çıkarıldığı, 4+4+4 eğitim modeliyle kız çocuklarının eğitimin dışına itildiği, çocuk yaşta evliliklerin arttığı görülmektedir. Yarı açık cezaevi durumuna getirilen ülkemizde tüm muhalif basın, hatta havuza dâhil olmayan her basın kuruluşu geniş yasaklarla, baskılarla karşılaşmaktadır. Bu baskılar özellikle seri tutuklamalar soysa medya erişim engellemeleri ile uygulanmaktadır. Demokrasiyi özgürlükleri savunan basın kuruluşlarının yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
EZİLEN HALKLAR 1 MAYIS İÇİN BİR ARADA
Sarı, “15 Temmuz’un hemen sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal ile hak ve özgürlükler ortadan kaldırılırken, OHAL hukuksuzluğunun en açık örneklerine çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile FETÖ ile mücadele bahanesiyle, söz konusu cemaat ile uzaktan yakından ilgisi olmayan on binlerce muhalif görevlerinden ihraç edilmiştir ya da açığa alınmıştır. KHK’ler iktidarın elinde bir sopaya dönüşmüştür. Her fırsatta “halkın sandığa yansıyan iradesinin esas olduğundan” bahsedenler, milyonlarca insanın iradesinin yansıması olarak seçilen milletvekillerini, belediye başkanlarını hapsetmekte, görevden almakta hiçbir sakınca görmemekteler. AKP, sandığa yansıyan iradeyi tanımayarak, hapsederek demokratik, barışçıl çözüm yerine inkâr ve imha siyasetine sahip çıkmaktadır. Baskı ve savaş politikalarından vazgeçilerek Kürt siyasetçilere yönelik saldırganlığın son bulmasını, Kürt halkının temel demokratik taleplerinin karşılanmasını, halklar arası eşitlik ve kardeşliğin tesisini, savaşa karşı barışı savunuyoruz. Çalışma ve yaşam şartlarının giderek ağırlaştığı, her alanda faşizmin zirve yaptığı, iş güvencemize göz dikildiği, kıdem tazminatımızın ortadan kaldırılmak istendiği, kamu kurumlarının varlık fonlarına devredilerek, ulusal ve uluslararası sermayenin çıkar ve beklentileri doğrultusunda özelleştirildiği, kadın emeğinin değersizleştirildiği, yok sayıldığı, emekçilere kölelik koşullarının dayatıldığı, çocuk tacizcilerinin devlet eliyle korunduğu, AKP’nin Ortadoğu’daki savaşı mezhepçi, milliyetçi, etnik politikalarla süreklileştirildiği karanlık günlerden geçtiğimiz bir dönemde emekçiler ve ezilen halklar 1 Mayıs için bir arada” diye konuştu.
AKP’YE KUL OLMAYACAĞIZ!
“İktidar, korku siyasetiyle, bizleri her alanda güvencesizliğe mahkûm ederek teslim olmamızı ve kendilerine diz çökmemizi istiyor” diyerek konuşmasına devam eden Sarı, “Bütün bu karanlık tablo içinde bizim umutlarımızı gerçeklik haline geçirebilecek bir tarihten geliyoruz. Yeter ki isteyelim gelecek işçilerin, emekçilerin, yoksul halk kitlelerinin birleşik sınıf mücadelesindedir. Sınıf mücadelesi tarihi direne direne kazananların tarihidir. AKP karanlığından çıkış işçi sınıfı ve emekçilerin ellerindedir. Direnme gücünü gösteren ve 16 Nisan’da hayır diyen milyonlar tüm baskı, korkutma ve tehditlere rağmen tarihe not düştü. Bugününe ve geleceğine her koşulda sahip çıkacağının mesajını verdi. Halkın kendi imkânları ile, sevgi ve dayanışma ile büyüttüğü hayır, evet için seferber olmuş parti devletini yendi. Türlü ayak oyunlarıyla çalınmış olan zaferimiz, önümüzdeki günler için umudumuzu daha çok büyüttü. Bizler buradan bir kez daha karanlığa karşı “hayır, biz kazandık” diyoruz. Bir kez daha gördük ki, bizler güçlerimizi birleştirdikçe saltanatlarının çökeceğini birlikte göreceğiz. Hiçbir zaman kapitalizme köle, AKP’ye kul olmayacağız. Bugün faşizme karşı, emperyalizme karşı sermayenin değil emekçi kitlelerinin yönettiği, halkların eşit haklara sahip bir şekilde, özgür ve kardeşçe yaşadığı, özgürlükçü, demokratik, laik bir Türkiye mücadelesi bizleri beklemektedir. Bu mücadele zafere ulaştığında korku imparatorluklarının yıkıldığını göreceğiz” ifadelerini kullandı.
MOĞOLLAR FIRTINASI
İzmir Büyükşehir Belediyesi, tarafından düzenlenen konserde, Moğollar grubu İzmirlilere muhteşem bir bayram yaşattı. Türk rock müziğinin efsanelerinden biri olan ünlü grup, tüm dünya emekçileri tarafından 'Emek ve Dayanışma Günü' olarak kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda verdiği konserle İzmirlilerin coşkusuna ortak oldu.
1 MAYIS’IN TÜRKİYE’DE VE DÜNYADAKİ TARİHÇESİ
ABD'nin Chicago kentinde işçilerin 1 Mayıs 1886'dan itibaren iş gününün 8 saat olması için başlattığı mücadele 1889'da Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatı'nın Paris Kongresi'nde ‘işçilerin ortak bayramı’ olarak kabul edildi. Amerikalı işçilerin, 8 saatlik iş gününü kabul ettirmek için mücadelesi 1884'te başladı. Chicago'da, Trade-Unions (İşçi Birliği) Kongresi de 1 Mayıs 1886'dan itibaren normal iş gününün 8 saat olarak belirlenmesini kararlaştırdı.
1 Mayıs 1886'da ABD'nin büyük kentlerinde 5 binden fazla grev ilan edildi. Polisle grevciler arasında çıkan çatışmalarda bir işçi öldü, çok sayıda işçi yaralandı. 3 gün süren gösteriler sonrasında sendikacılardan 4'ü idam, 4'ü ağır hapis cezasına çarptırıldı.
Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatı'nın 1889 Paris Kongresi'nde (II. Enternasyonalin 1. kongresi), işçilerin dayanışmaları amacıyla yılda bir günün işçilerin ortak bayramı ilan edilmesi benimsendi. Amerikalı sendikacıların önerisi üzerine o gün ''1 Mayıs'' olarak belirlendi.
İLK KEZ 1923'TE RESMİ OLARAK KUTLANDI
Dünyada 1890’lı yıllara uzanan İşçi Bayramı, Osmanlı Devleti sınırlarında ilk olarak 1911'de Selanik'teki tütün, pamuk ve liman işçilerince kutlanırken İstanbul'daki ilk kutlama 1912 yılında gerçekleşti. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı nedeniyle ara verilen 1 Mayıs kutlamaları, uzun bir aradan sonra 1921'de yapıldı. Türkiye Sosyalist Fırkasının (TSF) çağrısı üzerine İstanbul işçileri mayısın birinci pazar günü tatil yaptı. TSF merkezindeki bayramlaşmadan sonra partinin Genel Başkanı Hüseyin Hilmi Bey ve üç delege, sadrazamı ziyaret etti.
1977 YILINDAKİ KUTLAMALAR ‘KANLI 1 MAYIS’ OLARAK HAFIZALARA KAZINDI
Türkiye Cumhuriyeti'nin Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkileri çerçevesinde, Ankara'da 1 Mayıs 1922'de işçi bayramı kutlandı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez 1 Mayıs 1923'te resmi olarak işçi bayramı kutlamaları yapıldı. Darbeler ve olağanüstü koşullarla kimi zaman yasaklanan 1 Mayıs, DİSK'in 1976 yılında Taksim'de düzenlediği programla geniş kitlelerce kutlandı. Bir yıl sonra 1977'de yine Taksim Meydanı'nda yapılan 1 Mayıs kutlamalarında, meydandakilerin üzerine ateş açılması nedeniyle 34 kişi yaşamını yitirdi.
28 YIL SONRA TEKRAR RESMİ TATİL OLDU
Milli Güvenlik Konseyi'nce 12 Eylül döneminde resmi tatil olmaktan çıkarılan 1 Mayıs, 28 yıl sonra Nisan 2009'da ‘Emek ve Dayanışma Günü’ olarak resmi tatil ilan edildi. Bu kararın ardından 2 yıl boyunca kutlamalar Türk-İş, Türkiye Kamu-Sen, DİSK, Memur-Sen, Hak-İş ve KESK'in yanı sıra sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin katılımıyla Taksim'de ortak yapıldı. Sonraki dönemde Taksim Meydanı'nda kutlamalara izin verilmemesi nedeniyle bazı işçi ve memur konfederasyonları kutlamalarını Anadolu'daki şehirlere kaydırdı. DİSK ve KESK ise bu yıla kadar 1 Mayıs kutlamalarını Taksim Meydanı'nda yapılmasını talep etti. İstanbul Valiliği'nin bu yılki kutlamalar için Taksim Meydanı'na izin vermemesi sonrası DİSK ve KESK 1 Mayıs'ı Bakırköy'de kutlama kararı aldı. İşçinin ve emekçinin bayramı 1 Mayıs'ı Türk-İş Ankara'da, DİSK ve KESK İstanbul'da, Memur-Sen Kütahya'da, Hak-İş Erzurum'da, Türkiye Kamu-Sen ise Eskişehir'de kutlayacak.
Mehmet İŞLER/EGEDESONSÖZ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.