Darısı Küçük Menderes'in Başına!

Yerel 07.08.2018 - 17:00, Güncelleme: 01.01.1970 - 02:00 10116+ kez okundu.
 

Darısı Küçük Menderes'in Başına!

Peki Küçük Menderes'e Kim Sahip Çıkacak ? Küçük menderes Ödemiş’in kuzeyindeki Bozdağı’ndan doğar, Ödemiş’in güneyinden Tire’nin kuzeyinden ve Menderes Ovasından geçer batı yönde akar ve Pamuçak mevkiinde Ege Denizine dökülür. Bu denize dökülen nehirlerin en küçüğüdür. En küçüğüdür fakat hiç bir günahı olmayan yöre halkına enbüyük zararı verir. Geçtiği bölgelerdeki fabrikaların gelişi güzel bıraktığı zehir salgılayan atıklarını her gün İlçemizden geçerek pamucak'a ulaştırır, bizlerde hafta sonları çoluğumuz çocuğumuzla pamucak'a gider farkında olsakta denize gireriz. Sadece bununla da bitmez etkisi çevre ovalar buradan geçen zehirli su ile sulanır, meyveler yetiştirilir ve insanların sofralarında tüketilir. Şuana kadar yaygın olarak ortaya çıkan bir hastalık yok Selçuklu hemşehrilerimizde, ama beş on yıl sonra neler çıkar? yaşayıp göreceğiz. Yıllardır kanayan bu yaraya kulaklarını tıkayan, çevreden sorumlu kurum kuruluşlar bu akan zehire ne zaman dur diyecek, bunu da yaşayıp göreceğiz.
CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, TBMM'ye Büyük Menderes Nehri'ndeki su kirliliği hakkında bir araştırma önergesi verdi; umarız olumlu sonuçlar alınır, darısı Küçük menderesin başına. CHP Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Menderes Nehri ve havzasındaki kirliliği Meclise taşıdı: Menderes, Türkiye'nin en kirli üçüncü nehri oldu. CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Menderes Nehri'ndeki su kirliliğini bir araştırma önergesi ile TBMM'ye taşıdı. Karaca, araştırma önergesinde Menderes Nehri’ndeki kirliliğin çevresel etkileri ile Menderes Havzası’nda kirliliğe bağlı artan sağlık sorunları kaynaklı maliyetlerin belirlenmesi için Meclis araştırması açılmasını istedi. EGE'NİN EN UZUN NEHRİ Araştırma önergesinde yıllardır kirlilikle boğuşan, son dönemde ise toplu balık ölümleri ve su seviyesindeki azalma ile gündeme gelen Büyük Menderes Nehri'nin Ege Bölgesi’nin en uzun nehri olduğunu belirten Karaca, nehrin beslediği Menderes Havzası'nın, ekolojik özellikleri nedeniyle Ege Bölgesi ve Türkiye tarımına önemli katkılarda bulunduğuna dikkat çekti. Havzanın yaklaşık %44‘lük bir kısmının tarım alanı olduğunu ifade eden Karaca, "Havzanın en önemli özelliği pamuk, zeytin, incir, kestane, buğday, mısır, arpa, ayçiçeği, meyve ve sebze başta olmak üzere Türkiye tarımı için önemli miktarda tarımsal ürün üretilmesidir. Büyük Menderes topraklarının neredeyse yarısında (%45) tarımsal üretim yapan Egeli çiftçiler sadece 2010 yılında Türkiye kestane üretiminin %31’ini, incir üretiminin yaklaşık %65’i, zeytin üretimin %20’sini sağlamışlardır" dedi. TÜRKİYE'NİN EN KİRLİ ÜÇÜNCÜ NEHRİ HALİNE GELDİ Karaca, sanayileşme, kentleşme, nüfus artışı ve endüstriyel atıklar nedeniyle her geçen gün kirliliği artan Büyük Menderes'e sadece bir yaşam alanı olarak çevrenin korunması tedbirleri bağlamında değil, nehir tarafından beslenen havzada yetişen tarım ürünlerinin verimi, gıda kalitesi ve güvenliğinin sağlanması ile halk sağlığı açısından da çok boyutlu yaklaşmak gerektiğinin altını çizdi. Büyük Menderes’in kirlenme sebeplerinin başında deri, tekstil ve kentsel atıklar, jeotermal akışkanlar, sanayi kuruluşları atıkları, maden tozları, zeytin karasuları, atık sular ve tarım ilaçlarının gelişigüzel boşaltılmasının geldiğini belirten Karaca, "Büyük Menderes, yıllardır dökülen bu kirleticiler nedeniyle dördüncü sınıf su kirlilik seviyesine ulaşmış, Türkiye'nin en kirli üçüncü nehri haline gelmiştir" dedi. HES'LER ÖZELLEŞTİRİLİNCE... Menderes Nehri'nin beslediği havzanın çölleşmesinin, bölgede canlı yaşamın sona ermesi anlamına geleceğini kaydeden Karaca, Menderes Nehri'ni besleyen çayların üzerinde yer alan HES'lerin özelleştirilmeye başlanması ile özelleştirilen HES'lerin kendi kazançlarını düşünerek Menderes Nehri'ne daha az su bıraktığına ya da sıcakları ve yağış azlığını gerekçe göstererek hiç bırakmadığına dikkat çekti. EYLEM PLANLARI 'MALİYETLİ' DİYE UYGULANMIYOR Büyük Menderes, Türkiye'nin en kirli üçüncü nehri haline geldi. Menderes Nehri'ndeki sanayi kaynaklı kirliliğe bağlı kanser başta olmak üzere artan sağlık sorunları maliyetlerinin araştırılmasının büyük önem taşıdığını ifade eden Karaca, "Eylem planları ve projeler hazırlanmasına rağmen yüksek maliyet gerekçe gösterilerek toplum sağlığını tehdit eden kirliliğe dair çözümün ertelenmesi, geri dönüşü olmayan sonuçlar doğuracaktır" dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2016 yılında Büyük Menderes Havzası Kirlilik Planı hazırlanmış olmasına rağmen hâlâ somut adım atılmadığına vurgu yapan Karaca, "Bakanlık, 'endüstriyel nitelikli atık suların kontrolü amacıyla belirlenmiş olan önlemler tek tek ele alındığında, ortaya yüksek bir maliyetin çıkacağı öngörülmektedir' tespitiyle yaşam alanlarının korunmasının 'maliyetli' olduğunu temel almıştır. Yüksek maliyet gerekçesiyle Menderes Nehri siyasete, günübirlik politikalara, bürokrasideki değişimlere feda edilmemelidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yıllardır uygulamayı düşündüğü Büyük Menderes Havzası'nı kurtarma projesinin uygulanmaya başlanmamasının telafisi yoktur" dedi. BÜYÜK MENDERES FEDA EDİLEMEZ Karaca, araştırma önergesinde, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve bölgede alan araştırması yapan uzmanların TBMM'yi Büyük Menderes Nehri'ni Kurtarma Eylem Planı’nı acilen uygulamaya davet ettiğine dikkat çekerek "Büyük Menderes Havzası ve onu besleyen Büyük Menderes Nehri, enerji, sanayi, maden ocağı üretimi adına feda edilemez" dedi.  
Peki Küçük Menderes'e Kim Sahip Çıkacak ? Küçük menderes Ödemiş’in kuzeyindeki Bozdağı’ndan doğar, Ödemiş’in güneyinden Tire’nin kuzeyinden ve Menderes Ovasından geçer batı yönde akar ve Pamuçak mevkiinde Ege Denizine dökülür. Bu denize dökülen nehirlerin en küçüğüdür. En küçüğüdür fakat hiç bir günahı olmayan yöre halkına enbüyük zararı verir. Geçtiği bölgelerdeki fabrikaların gelişi güzel bıraktığı zehir salgılayan atıklarını her gün İlçemizden geçerek pamucak'a ulaştırır, bizlerde hafta sonları çoluğumuz çocuğumuzla pamucak'a gider farkında olsakta denize gireriz. Sadece bununla da bitmez etkisi çevre ovalar buradan geçen zehirli su ile sulanır, meyveler yetiştirilir ve insanların sofralarında tüketilir. Şuana kadar yaygın olarak ortaya çıkan bir hastalık yok Selçuklu hemşehrilerimizde, ama beş on yıl sonra neler çıkar? yaşayıp göreceğiz. Yıllardır kanayan bu yaraya kulaklarını tıkayan, çevreden sorumlu kurum kuruluşlar bu akan zehire ne zaman dur diyecek, bunu da yaşayıp göreceğiz.


CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, TBMM'ye Büyük Menderes Nehri'ndeki su kirliliği hakkında bir araştırma önergesi verdi; umarız olumlu sonuçlar alınır, darısı Küçük menderesin başına.

CHP Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Menderes Nehri ve havzasındaki kirliliği Meclise taşıdı: Menderes, Türkiye'nin en kirli üçüncü nehri oldu.

CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Menderes Nehri'ndeki su kirliliğini bir araştırma önergesi ile TBMM'ye taşıdı. Karaca, araştırma önergesinde Menderes Nehri’ndeki kirliliğin çevresel etkileri ile Menderes Havzası’nda kirliliğe bağlı artan sağlık sorunları kaynaklı maliyetlerin belirlenmesi için Meclis araştırması açılmasını istedi.

EGE'NİN EN UZUN NEHRİ
Araştırma önergesinde yıllardır kirlilikle boğuşan, son dönemde ise toplu balık ölümleri ve su seviyesindeki azalma ile gündeme gelen Büyük Menderes Nehri'nin Ege Bölgesi’nin en uzun nehri olduğunu belirten Karaca, nehrin beslediği Menderes Havzası'nın, ekolojik özellikleri nedeniyle Ege Bölgesi ve Türkiye tarımına önemli katkılarda bulunduğuna dikkat çekti. Havzanın yaklaşık %44‘lük bir kısmının tarım alanı olduğunu ifade eden Karaca, "Havzanın en önemli özelliği pamuk, zeytin, incir, kestane, buğday, mısır, arpa, ayçiçeği, meyve ve sebze başta olmak üzere Türkiye tarımı için önemli miktarda tarımsal ürün üretilmesidir. Büyük Menderes topraklarının neredeyse yarısında (%45) tarımsal üretim yapan Egeli çiftçiler sadece 2010 yılında Türkiye kestane üretiminin %31’ini, incir üretiminin yaklaşık %65’i, zeytin üretimin %20’sini sağlamışlardır" dedi.



TÜRKİYE'NİN EN KİRLİ ÜÇÜNCÜ NEHRİ HALİNE GELDİ
Karaca, sanayileşme, kentleşme, nüfus artışı ve endüstriyel atıklar nedeniyle her geçen gün kirliliği artan Büyük Menderes'e sadece bir yaşam alanı olarak çevrenin korunması tedbirleri bağlamında değil, nehir tarafından beslenen havzada yetişen tarım ürünlerinin verimi, gıda kalitesi ve güvenliğinin sağlanması ile halk sağlığı açısından da çok boyutlu yaklaşmak gerektiğinin altını çizdi. Büyük Menderes’in kirlenme sebeplerinin başında deri, tekstil ve kentsel atıklar, jeotermal akışkanlar, sanayi kuruluşları atıkları, maden tozları, zeytin karasuları, atık sular ve tarım ilaçlarının gelişigüzel boşaltılmasının geldiğini belirten Karaca, "Büyük Menderes, yıllardır dökülen bu kirleticiler nedeniyle dördüncü sınıf su kirlilik seviyesine ulaşmış, Türkiye'nin en kirli üçüncü nehri haline gelmiştir" dedi.

HES'LER ÖZELLEŞTİRİLİNCE...
Menderes Nehri'nin beslediği havzanın çölleşmesinin, bölgede canlı yaşamın sona ermesi anlamına geleceğini kaydeden Karaca, Menderes Nehri'ni besleyen çayların üzerinde yer alan HES'lerin özelleştirilmeye başlanması ile özelleştirilen HES'lerin kendi kazançlarını düşünerek Menderes Nehri'ne daha az su bıraktığına ya da sıcakları ve yağış azlığını gerekçe göstererek hiç bırakmadığına dikkat çekti.

EYLEM PLANLARI 'MALİYETLİ' DİYE UYGULANMIYOR

Büyük Menderes, Türkiye'nin en kirli üçüncü nehri haline geldi.

Menderes Nehri'ndeki sanayi kaynaklı kirliliğe bağlı kanser başta olmak üzere artan sağlık sorunları maliyetlerinin araştırılmasının büyük önem taşıdığını ifade eden Karaca, "Eylem planları ve projeler hazırlanmasına rağmen yüksek maliyet gerekçe gösterilerek toplum sağlığını tehdit eden kirliliğe dair çözümün ertelenmesi, geri dönüşü olmayan sonuçlar doğuracaktır" dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2016 yılında Büyük Menderes Havzası Kirlilik Planı hazırlanmış olmasına rağmen hâlâ somut adım atılmadığına vurgu yapan Karaca, "Bakanlık, 'endüstriyel nitelikli atık suların kontrolü amacıyla belirlenmiş olan önlemler tek tek ele alındığında, ortaya yüksek bir maliyetin çıkacağı öngörülmektedir' tespitiyle yaşam alanlarının korunmasının 'maliyetli' olduğunu temel almıştır. Yüksek maliyet gerekçesiyle Menderes Nehri siyasete, günübirlik politikalara, bürokrasideki değişimlere feda edilmemelidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yıllardır uygulamayı düşündüğü Büyük Menderes Havzası'nı kurtarma projesinin uygulanmaya başlanmamasının telafisi yoktur" dedi.

BÜYÜK MENDERES FEDA EDİLEMEZ


Karaca, araştırma önergesinde, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve bölgede alan araştırması yapan uzmanların TBMM'yi Büyük Menderes Nehri'ni Kurtarma Eylem Planı’nı acilen uygulamaya davet ettiğine dikkat çekerek "Büyük Menderes Havzası ve onu besleyen Büyük Menderes Nehri, enerji, sanayi, maden ocağı üretimi adına feda edilemez" dedi.

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve artemishaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.