Kavga edeni partide tutamayız!
Kavga edeni partide tutamayız!
'Kongre' ve 'tek aday' mesajı: Kavga edeni partide tutamayız!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2020 Nisan’da 37. kurultayla sonuçlanacak kongre süreciyle ilgili “İlla tek aday olacak diye bir kuralımız yok ama kavga asla. Kim kavga ederse o partiden ayrılmak zorundadır. Biz onu partide tutmayız” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay ile sonuçlanacak kongre süreci ile ilgili önemli açıklamalarda bulun.
Genel Merkez’de bir grup gazeteciyle sohbet eden Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:
TAVŞAN ADAY ÇIKMASIN
- (Kongreler) İlla tek aday olacak diye bir kuralımız yok. İki aday da, beş aday da olur. Ama kavga asla. Kim kavga ederse o partiden ayrılmak zorundadır. Biz onu partide tutmayız. Oturur demokratik açıdan yarışırlar, saygımız var. Eğer partililer bir adayda uzlaşmışsa, oraya bizim tavşan aday dediğimiz adayların çıkmaması lazım. Birisi, ‘Ben de adayım’ derse, ‘olma’ deme şansımız yok.”
DEMOKRASİ İÇİN RİSKLİ BİR ALAN
“Biz kayyım atamasını asla doğru bulmuyoruz. Demokrasiye darbe vurup, Türkiye’nin uluslararası itibarını bir anlamda kaybetmesine yol açan bir politika izliyorlar. Bu demokrasi açısından riskli bir alan. CHP’li belediyeleri yılın 12 ayı İçişleri Bakanlığı müfettişleri, Sayıştay denetçileri denetliyorlar. Denetlesinler, verilmeyecek hesabımız yok. Buradan bir sonuç elde edemeyince; ‘Acaba yasal olarak biz nasıl müdahale edebiliriz. Özellikle İstanbul’un rantını nasıl paylaşabiliriz...’
O RANT İSTANBUL’UN
O rant İstanbulluya aittir. İBB Başkanı alacak o rantı, İstanbullu için kullanacak. İstanbullu için kullanması ne demektir? İstanbulluların saygısını, sevgisini kazanmak demektir. Buna engel olmak istiyorlar. İBB’nin gelirlerini kısma yönünde de bazı iddiaların olduğunu biliyoruz. Bunlar yanlıştır. Saygın bir devlet yönetiminde bu tür kararlar iktidara da zarar verir, yerel yönetimlere de zarar verir. Bu işten kimse kârlı çıkmaz. O nedenle bıraksınlar İBB Başkanı kendi görevini yapsın.
AYNI DİLEKÇELERİ VERECEKSİN
RTÜK Başkanı’nın yönetim kurulu üyelikleri var. Bunlardan birisi TÜRKSAT, diğeri de Basın İlan Kurumu. Faruk (Bildirici) Bey diyor ki ‘Bu yanlış. Siz TÜRKSAT’ta görev alamazsınız’. Yasa diyor bunu. Gelen her karara muhalefet şerhi koyuyor. Bunun üzerine oturuyorlar, karar alıyorlar kendilerine göre, arkadaşımızın üyeliğini düşürüyorlar. İlhan Taşçı arkadaşıma şunu söyledim; ilk RTÜK yönetim kurulunda Faruk Bey’in getirdiği aynı dilekçeleri sen vereceksin. Yargının bu davayı öyle uzun süre sürüncemede bırakmadan sonlandırması lazım. Umarım kısa sürede sonuçlanır. İlhan Bey’in üyeliğini de düşürebilirler. Ondan sonra sırası gelen aynı şeyi sürdürecektir. Onlar, ‘Faruk Bey’in üyeliğini düşürürsek CHP geri adım atar’ diye bekliyorlar. Bizi tanımadıkları anlaşılıyor.
TÜRKİYE’NİN ÜRETMESİ LAZIM
Vatandaş açısından bu kış çok rahat geçecek bir kış değil. Vatandaş izlenen ekonomik politikanın maliyetini yaşayıp görecek. Dışarıdan arzu ettikleri kadar borç para bulamıyorlar. İçeride zaten bütün kaynakları tükettiler. ‘Yeni vergiler getirirsek acaba vaziyeti düzelir mi?’ Düzeltemezler. Buradan da arzu ettikleri kadar bir vergi toplayacakları kanısında değilim. Çünkü vatandaş kendi beyan ettiği gelirin vergisini bile ödeyemiyor. Çünkü para yok, kazanamıyor. Dolayısıyla getirilen ek vergilerin bütçede büyük bir rahatlamaya yol açacağını düşünmüyorum. Türkiye’nin üretmesi lazım. O nedenle biz üreten Türkiye kavramını çok sık kullanıyoruz.
24 İLDE VEKİLLER GÖREVLİ
Bizim seçim bildirgesinde, ‘Eğer bir seçim olursa hangi ilkeler yer almalı’ diye bir özel çalışmamız da var. Yarın seçim olacakmış gibi çalışmak zorundayız. Seçim öncesi görüştüğüm çevrelerle görüşmeyi yine sürdürüyorum. Oyumuzun düşük olduğu 24 ilde milletvekili arkadaşlarımızı görevlendirdik. Bu arkadaşlarımız gittiler ‘Niye geliyorsunuz, seçim mi var’ diye sordular. Hayır seçim yok, ama biz geliyoruz sorunlarınızla ilgileniyoruz.
Özellikle CHP’nin düşük oy aldığı mahallelerde kreş yapımına büyük önem veriyorlar. Onları birebir takip ediyoruz. Fakir mahallelerde bize en çok uyuşturucudan şikâyet geliyor. Onunla ilgili de ne yapılabilir diye arayış içerisindeyiz. Uyuşturucu belasından kurtarmak için spor salonları yapmayı düşünüyoruz. Ailelerle görüşüyoruz. Belediyelere şunu söylüyoruz: Sizin hata yapma lüksünüz yok. Her belediye başkanı topluma hizmeti en iyi şekilde götürecek.
KENDİ TARİHİMİZİ BİLECEĞİZ
Bizim hem tarihimizi bilmeye, hem de özeleştiriden kaçınmamaya ihtiyacımız var. CHP olarak kendi tarihimizi bileceğiz. CHP’nin bir dönemki tarihini herkes tek parti tarihi olarak kabul eder, aslında o Türkiye’nin ortak tarihidir. Baktığınız zaman Necip Fazıl Kısakürek de PM üyesi. Varsa eksikliklerimiz bunları rahatlıkla konuşabilmeliyiz. Özeleştiriyi rahatlıkla yapabilmeliyiz. Türkiye’de topluma anlatılan yanlış şeyleri de doğru bir şekilde aktarmalıyız. Bunlar maalesef okul kitaplarında öğretilmiyor.
ORTA SINIF YOK OLURSA
Önümüzdeki süreçte Türkiye’yi bekleyen en büyük tehlike nedir? Bir toplumda kültürü orta sınıf üretir. Orta sınıfı yok ederseniz, toplum kültür üretemez noktaya gelir. Yazarı ve çizeri orta sınıftır. Bunlar toplumun kültürünü oluştururlar. Siz bunların tamamını yok ediyorsunuz. Toplum kültürüyle yabancılaşacak. Yoz bir kültür çıkacak. Kırsal kültürün kente egemen olması gibi garip bir tablo çıkacak ortaya. Bunların yazılıp, tartışılması lazım.” (Hürriyet)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.