Başlıkta okuduğunuz ifadeyi özellikle ve daha çok muhalif ve bağımsız kanallarda görebildiğimiz bazı yorumcu siyasilerle beraber, sosyal medyada ülkenin içinde bulunduğu sorunlu gündemine dair önlerindeki klavye tuşlarına basmaktan başka herhangi bir eylemde bulunmayanlar için ilk kullanan, Liberal Demokrat Parti’nin eski Genel Başkanı, Ekonomist siyasetçi Cem Toker oldu değerli okuyucular.     Sanki günümüz itibariyle ülkenin yönetim sistemi olarak hangi noktaya geldiğinin bile farkında değillermiş gibi yorumlar yapan bu zevata karşı Cem Toker’in kullandığı ifadeye sonuna kadar katıldığımı belirtmekle beraber, daha fazlasını ifade etmesi gerektiğine de inanıyorum. Zira bugünkü şartların oluşmasında bahsi geçen o zevatın takındığı gaflet halinin de çok büyük bir payı olduğunu düşünüyorum.    O zevat ki icraatlarında sürekli çuvallayan bir iktidara karşı en çok, “Hükümet istifa!” söylemini kullanmış ve göründüğü üzere kullanmaya da devam ediyor. İşte bu durum karşısında Cem Toker katıldığı bir canlı yayınla birlikte, sosyal medyadaki kişisel sayfasından da yaptığı şu açıklama ile ve  amiyane tabiriyle taşı gediğine oturtmuştur; “ Görüyorum ki Hükümet istifa' Twitter’da TT olmuş! Keklerim; Artık 'hükümet yok, başbakan yok'. Oy verdiniz ve bu ucube rejime geçtik. Erdoğan ve sekreterlerinden oluşan kabinesi var. Bunların tümü yarın sabah istifa etse, Erdoğan tek başına yenilerini atayacak! Uyanın keklerim! Geçti o 'hükümet istifa' günleri. 16 Nisan 2017 Pazar akşamı 2,5 milyon mühürsüz pusula geçerli sayılırken düşünecektiniz!"    Yukarıda da ifade ettiğim gibi bu açıklamaya sonuna kadar katılıyor ve altına imzamı atıyorum değerli okuyucular.     Toker’in son birkaç yıllık gelişmelere binaen kullandığı “keklerim” ifadesinin daha geniş zamanlar için kullanılması gerektiğini düşünüyorum değerli okuyucular.     Mesela bugün hayatta olmayan bir meczubun “mezardaki ölüler bile kalkıp oy kullanmalı” diyerek destek verdiği 2010 referandumunda, cehenneme giden yolun taşlarını döşeyenlere en büyük katkıyı veren “yetmez ama evet” diyenleri  de kapsaması gerektiğini düşünüyorum.     Özellikle ve en başta 2014 olmak üzere, sonrasındaki tüm seçimlerde anayasal kurallara aykırı olarak, üst düzey makamlarda bulundukları görevlerinden ayrılmadan seçimlere katılabilenlere karşı yeterince hukuksal mücadeleyi göstermeyen muhalefet kanadını da kapsaması gerektiğini düşünüyorum mesela.    Dolayısıyla muhalefet kanadında olup ta bugün tanık olduklarımız için kendilerinin bir payı yokmuş gibi davrananlara, yaklaşık 15 yıllık bir süreçte bu ülkede asıl keklenenlerin, seçmenlerden daha çok kendileri olduğu gerçeğini yüzlerine vurmayı görev sayıyorum değerli okuyucular. FERDİ TAYFUR…    Bu yazıyı hazırlamak üzere bilgisayarımın başına oturduğum dakikalarda ne yazık ki, Türkiye’de milyonların sevgisini kazanmış, en az üç kuşağın duygularına tercüman olmakla beraber yüreklerinde sarsılmaz bir yer edinmiş sevgili Ferdi Tayfur’u kaybettiğimizi öğrendim.    Yaklaşık 20 yıllık radyo programcılığı deneyimimden ötürü biliyorum ki, herkesin kendisini bulduğu bir Ferdi Tayfur şarkısı olmuştur değerli okuyucular.    Dolayısıyla Ferdi Tayfur, her şarkısında veya sözlerinde yeniden doğmak üzere hayata veda etti. Yaşıyorken efsaneydi, şimdi ölümsüz oldu.   Tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum,     Işıklarda uyu kral…