Nuri GÖKGÖZ (Toprağın Sesi)
Köşe Yazarı
Nuri GÖKGÖZ (Toprağın Sesi)
 

HİÇ BİR ZAMAN ÇIKTIĞIN KAPIYI HIZLI ÇARPMA GERİ DÖNMEK İSTEYEBİLİRSİN

Yazımın başlığını oluşturan sözde olduğu gibi, ne kadar kızgın veya kırgın olursak olalım, asla ve asla kusur etmeden, karşımızdaki kişiyi incitmeden ayrılalım. Hani olur da bir gün geri döneceğimiz tutar. Hepimizin bildiği ve dinlerken eşlik ettiği hüzzam makamında söylenen şarkıda ki gibi. “Pişman olurda bir gün dönersen bana geri, gönül kapım açıktır çalmadan gir içeri.” O gönül kapıları kapatmayalım. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarırmış. Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım. Acı, sadece sofralarımızda damaklarımıza yeni tatlar katsın diye bulunsun. Sevelim birbirimizi, taşı, toprağı, yeşili maviyi sarıyı renleri hiçbir rengi ayırmadan. Sevelim! Tüm kötülüklere rağmen yine de sevelim karşılık beklemeden.  Türkülerdeki gibi sevelim. Dolaşsın dillerden dillere sevgilerimiz. Yol alsın yeni geleceklere doğru rüzgârların önünde. Sazın tellerinde salına salına, Ayşe’ nin çamurlara basa basa suya gittiği gibi. Salına salına gelsin insanlar türkülerde olduğu gibi. Güller, laleler ve saymakla bitiremeyeceğimiz bütün çiçekler solarmış. Çelik ve demir kırılırmış. Ama bilir misiniz sağlam dostluklar ne solar nede kırılır. Sadece dostların sitemi sevgiden doğar. Çıraklar, kızgın demiri dövermiş. Ustalar ise,  kızınca çırağı. Bir gün bir çırak ustasına sormuş… Ustam! Ben demirden daha mı güçlüyüm? Diye. Bu soru karşısında ustanın gözlerinden dökülüvermiş yağmur bulutları. Hayatta bir gayesi olmayan insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzermiş; Onlar gitmezler ancak suyun akışına kapılırlarmış. Bizlerde gönül dostlarım o akan sularda kürek çeken insanlardan olalım. Mutluluklar ve sevgi dünyasına doğru yol alalım. Mutluluğu tatmanın tek yolu sevgiyi paylaşmaktır. Sevgilerde paylaşıldıkça çoğalır. Bunu unutmayalım.  Önemli olan yere düşmek veya düşmemek değildir. Düştüğümüz yerden, bir dost eliyle tekrar ayağa kalkabilmektir. Şimdi gelin; Cumhuriyetimizin 100. Yılında ülkemizin dostluğa, birliğe ihtiyacı olduğu bu günde memleketimizin kuzeyini, güneyini, batısını ve doğusunu sevelim. Memleketimizin gülünü dikenini sevelim. Memleketimizin ovalarını dağlarını sevelim. Haydi, katılın bu sevgi dünyasına benimle, çıktığımız bütün kapıları açık bırakarak. Yüreğinizdeki gönül kalemini çıkarıp ak sayfalara büyük harflerle yazalım. ADIMIZ FARKLI OLSADA SOYADIMIZ TÜRKİYE… Nuri GÖKGÖZ (Toprağın Sesi)
Ekleme Tarihi: 20 Ekim 2023 - Cuma
Nuri GÖKGÖZ (Toprağın Sesi)

HİÇ BİR ZAMAN ÇIKTIĞIN KAPIYI HIZLI ÇARPMA GERİ DÖNMEK İSTEYEBİLİRSİN


Yazımın başlığını oluşturan sözde olduğu gibi, ne kadar kızgın veya kırgın olursak olalım, asla ve asla kusur etmeden, karşımızdaki kişiyi incitmeden ayrılalım. Hani olur da bir gün geri döneceğimiz tutar. Hepimizin bildiği ve dinlerken eşlik ettiği hüzzam makamında söylenen şarkıda ki gibi.


“Pişman olurda bir gün dönersen bana geri, gönül kapım açıktır çalmadan gir içeri.”


O gönül kapıları kapatmayalım. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarırmış. Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım. Acı, sadece sofralarımızda damaklarımıza yeni tatlar katsın diye bulunsun. Sevelim birbirimizi, taşı, toprağı, yeşili maviyi sarıyı renleri hiçbir rengi ayırmadan. Sevelim! Tüm kötülüklere rağmen yine de sevelim karşılık beklemeden. 


Türkülerdeki gibi sevelim. Dolaşsın dillerden dillere sevgilerimiz. Yol alsın yeni geleceklere doğru rüzgârların önünde. Sazın tellerinde salına salına, Ayşe’ nin çamurlara basa basa suya gittiği gibi. Salına salına gelsin insanlar türkülerde olduğu gibi.


Güller, laleler ve saymakla bitiremeyeceğimiz bütün çiçekler solarmış. Çelik ve demir kırılırmış. Ama bilir misiniz sağlam dostluklar ne solar nede kırılır. Sadece dostların sitemi sevgiden doğar.


Çıraklar, kızgın demiri dövermiş. Ustalar ise,  kızınca çırağı. Bir gün bir çırak ustasına sormuş… Ustam! Ben demirden daha mı güçlüyüm? Diye. Bu soru karşısında ustanın gözlerinden dökülüvermiş yağmur bulutları.


Hayatta bir gayesi olmayan insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzermiş; Onlar gitmezler ancak suyun akışına kapılırlarmış. Bizlerde gönül dostlarım o akan sularda kürek çeken insanlardan olalım. Mutluluklar ve sevgi dünyasına doğru yol alalım. Mutluluğu tatmanın tek yolu sevgiyi paylaşmaktır. Sevgilerde paylaşıldıkça çoğalır. Bunu unutmayalım.  Önemli olan yere düşmek veya düşmemek değildir. Düştüğümüz yerden, bir dost eliyle tekrar ayağa kalkabilmektir.


Şimdi gelin; Cumhuriyetimizin 100. Yılında ülkemizin dostluğa, birliğe ihtiyacı olduğu bu günde memleketimizin kuzeyini, güneyini, batısını ve doğusunu sevelim. Memleketimizin gülünü dikenini sevelim. Memleketimizin ovalarını dağlarını sevelim.


Haydi, katılın bu sevgi dünyasına benimle, çıktığımız bütün kapıları açık bırakarak.


Yüreğinizdeki gönül kalemini çıkarıp ak sayfalara büyük harflerle yazalım.


ADIMIZ FARKLI OLSADA SOYADIMIZ TÜRKİYE…

Nuri GÖKGÖZ (Toprağın Sesi)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve artemishaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.